Köşe Yazarları

Yüksel ŞAHİN yazdı: TEKERLEKLİ SANDALYE 2

Ne hikmettir bilinmez! Bir önceki yazımızdan, yaklaşık bir hafta sonra, yaşlı ve hasta annemizin tedavilerini yaptırmak maksadıyla tekrar aynı hastaneye gittiğimizde… Gördüklerimize inanamadık… Hadi canım sen de! Dedirtecek kadar, muhteşem..

Yüksel ŞAHİN yazdı: TEKERLEKLİ SANDALYE 2

Ne hikmettir bilinmez!

Bir önceki yazımızdan, yaklaşık bir hafta sonra, yaşlı ve hasta annemizin tedavilerini yaptırmak maksadıyla tekrar aynı hastaneye gittiğimizde…

Gördüklerimize inanamadık…

Hadi canım sen de!

Dedirtecek kadar, muhteşem bir gerçeklik tam karşımızda bize bakıyordu…

Menemen testisi gibi dizilmiş, ambalajları üzerinde, yeni tekerlekli sandalyeler, olmaları gereken yerlerde, konuya duyarlı idarecilerin gayretleri ile yerlerini almışlardı…

Ne yalan söyleyeyim içimden “İşte bu!” dedim ve öylece bakakaldım.

Daha önce yaşamış olduğumuz zorlukların hiç birini yaşamadan, hizmete sunulan tekerlekli sandalyeye hastamızı oturtup, güvenli sürüş etiğimi almış sürücü edasıyla kullanmakta bizlere nasip oldu.

Hasta rahat, biz rahat, sağlık çalışanları rahat, e daha ne olsun…

Buraya kadar her şey güzel değil mi?

Güzel değil efendim!

Öncesinde hasta ve hasta yakını gözüyle konuyu ele aldık…

Bir de bu konunun asıl muhataplarının gözüyle konuya bakalım, yani sağlık hizmeti sağlayıcıları olarak, Hastane yönetimi ve hastane çalışanlarının gözüyle.

Kısacası duygudaşlık yapalım diyorum.

Ben özellikle 5188 sayılı Özel Güvenlik hizmetlerine dair kanun kapsamında bu hastanede görev yapan Özel Güvenlik Görevlilerinin bizzat tecrübe ettikleri ile konuyu ele almaya çalışacağım.

Görün bakalım hasta ve hasta yakınları olarak bizler neler yapıyormuşuz!

Oldukça yoğun bir nüfusa, sağlık hizmeti sunan büyük bir hastane düşünün…

Mesela Bakırçay Üniversitesi İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi.

Yani fazlasıyla giriş çıkışa sahip, kontrolü özel çaba gerektiren bir hastane…

Özel güvenlik görevlisi olarak risk önceliğine göre belirlenen noktalarda görevinizi ifa ederken, tekerlekli sandalye bulamadığı için size sitem eden hasta yakınlarının, her türlü kaba davranışına ve sözünü sineye çekip, kanun dâhilinde sizin göreviniz olmasa da bu konu da insanlara yardımcı olmaya çalışırken…

Birden karşınızda ellerinde boş bir tekerlekli sandalye ile bir iyilik meleği beliriverir…

Siz hastasını aracına bırakıp tekerlekli sandalyeyi aldığı yere bırakmaya gelen biri sanırsınız ama durum tam olarak öyle değildir…

Bu iyilik meleği bağlarından, bağ bağışlıyor edasıyla “ bizim hastamız rahmetli oldu artık ihtiyacımız kalmadı başkaları da istifade etsin diye getirdim” der size.

Sizde sorumlu bir personel olarak vatandaşa duyarlılığı sebebiyle teşekkür edip bağış işlemleri için idareye müracaatını rica edersiniz…

Ancak durum biraz karışıktır…

Vatandaş size “Yok kardeşim ne bağışı bu zaten sizin hastanenin demirbaşı altı ay önce hastamız kullansın diye buradan alıp götürmüştük, başta da dediğim gibi hastamız rahmetli olunca geri getirdik.” dediği anda dünya başınıza yıkılır.

-E kardeşim sen kimden müsaade aldın da götürdün?

-Kimseden müsaade almadım, hastam vardı ben de aldım gittim.

Bu kadar basit “Aldım, gittim.”

Durum tam olarak adli bir vaka…

Hukuktaki “zaruret hali” desen, işinin ehli hukukçular yıllarca tartışır.

Bir diğer gün, üzerinde hastası olduğu halde tekerlekli sandalyeyi İzban merdivenlerinden indirmeye çalışan hasta yakınına tesadüf edebilirsiniz…

Sakın bunlara tekerlekli sandalyeyi nereye götürüyorsun diye sormayın…

“Nereye götürdüğümü soracağına bir el at da beraber indirelim” diye bir de azar işitirsiniz.

Otoparka kadar götürdüğü tekerlekli sandalyeyi işi bittikten sonra, değme kamuflaj ustası komandolara ders verircesine saklayanlardan hiç bahsetmeyelim isterseniz.

Daha onlarca örnek var, hepsini yazmaya gerek yok, az çok tahmin edersiniz sanırım.

Bizim tekerlekli sandalye ile ilgili hem kötü, hem de güzel deneyimlerimiz oldu, inşallah tüm insanlarımızın güzel deneyimleri olur diyorum…

Bu güzel deneyimi yaşadığımız günün sonunda, hasta annemizi, devletimizin bizlerin hizmetine sunmuş olduğu sıfır kilometre, gıcır gıcır tekerlekli sandalyeden indirip aracımıza bindirdikten sonra, annem o telaş içerisinde belki sağlıklı düşünemem kaygısıyla şöyle bir talimat verdi bana…

“OĞUL BUNU NEREDEN ALDIYSAN GÖTÜR ORAYA BIRAK!”

 

YORUMLAR (3)

  1. Murat Bolat diyorki:

    Duyarliliğinizi kaleminizle gosterip vesile olduğunuz icin sevgi saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum koca yürekli büyüğüm.

  2. Özcan diyorki:

    Hastanelere ait tekerlekli sandalyelerin hastaneye gelen hasta yakınları tarafından kendi hastası için alınıp eve götürmesi ne kadar yanlış bir davranış olsa da, bu durum bize kendi tekerlekli sandalyesini alamayacak durumda insanların olduğunu gösterir.Acaba hem kendi tekerlekli sandalyesini alamayip hemde kendi evinde zor durumda olanlar ne yapıyordur?Bu soruyu sorduğumuzda vicdanımız elbet bizi bu insanların ihtiyaçlarına çare bulmak için birşeyler yapmaya itecektir.Benim aciz düşüncem ile bu olaya çözüm fikrim; bir yandan hastane yönetimi Tekerlekli Sandalye kampanyası başlatarak burada gerekli sermayeyi gerekli yardım toplama yazışmalarını yaparak hastane girişlerine tekerlekli sandalye yardım kutusu ve danışmanin yönlendirecegi bir yerde tekerlekli sandalye yardım bürosu yapılmasını düzenleyebilir ve bu durum hastane üst yönetimince daha üst mercilere iletilmesi sağlanarak siyasilerin bu durumdan bilgi sahibi olması ve bu kampanyaların sadece bir hastanede deģil tüm hastanelerde yaygınlaşması, hatta sadece hastanede de değil tüm Türkiye’de bu kampanyaların yaygınlaşması gereklidir.Hastane tekerlekli sandalyelerine alınacak önlem alarm takmak olabilir.Tekerlekli sandalye hastaneden cıktıģı anda alarm çalmalı.Bu alarm tedariğini de Hastane Satın Alma Departmani rahatlıkla yapabilir.Özel Güvenlik Görevlilerimiz de bu sayede görevlerini halkçı bir şekilde sağlayabilir.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL