Cirminiz küçük!” , “Cürmünüz büyük!

Uçsuz bucaksız evren, bu evren içinde bulunan galaksiler, galaksiler
içinde Samanyolu ve Samanyolu galaksisi içinde Allah’ın kudreti, muntazır
lütfu ile sıradan bir yıldız olan güneş çevresinde dolanan Dünya…

Dünya var olduğu günden beridir hepimizin bildiği üzere, büyük
balığın kovaladığı, küçük balığın kovalandığı bir gündeme sahip.
Dünya gündemi içinde bir de Türkiye gündemi var ki evlere şenlik.
Bir yanda gayeleri yıkmak ve bölmek olanların, demokrasi, insan
hakları vb. maske hikâyeleri ile asıl gayelerini perdeleyip mangalda kül
bırakmayanlar…

Diğer yanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın 3’üncü
Maddesinde yer alan “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir
bütündür.” ilkesine sadık serdengeçtiler yer almaktadır.

Çok fazla bir zaman dilimi değil. Bu günkü tarihten altı yıl önce 2016
yılında şer odaklarının adeta düşüncelerini okuyan, bu günün değil
yarınların gündemini ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda belirleyen.

MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ Beyefendi tarafından sıklet merkezi
olarak belirlenen ve telaffuz edilen “ ÖNCE ÜLKEM ve MİLLETİM, SONRA
PARTİM ve BEN”. manifestosu ile sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya
deklare edilen, yerli ve milli düşünce ile aksiyon hedefi ortaya konulmuştur.
Bu net duruş ve aksiyondan rahatsız olan iç ve dış tehdit unsurlarını
yöneten şer odakları büyük bir tezahür ve panik havası içinde sahneye
manda zihniyet ürünü figüranlarını çıkarmışlardır.

Bu zavallı figüranlar…
Kimi zaman, orta menzilli hava ve füze savunma sistemlerinden olan
S-400’lerin alınmaması gerektiğini gündeme taşımışlar…

Kimi zaman; benim diyen en güçlü devletlerin ordularının yapmaya
imkan, kabiliyet ve cesareten muktedir olmadığı üç ayrı noktada sınır ötesi
operasyon yapan Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’na Irak’ta, Suriye’de ne
işiniz var demişler…

Kimi zaman da yüz on bir yıl önce Trablusgarp’ta Emperyalistlere
karşı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından verilen mücadeleden
(bihaber!) Libya’da ne işiniz var demişlerdir.

Bunlar da yetmezmiş gibi Misak-ı Millî sınırları içinde “Siyasi
Özerklik” hülyalarına dalan, hendek ve çukur operasyonları kapsamında
yargılanan, bölücü terör örgütünün legal görünümlü siyasi partisinin eş
başkanı Selahattin DEMİRTAŞ ile gezi olaylarının müsebbibi Sarosçu
Osman KAVALA hakkında bağımsız Türk yargısı tarafından verilen
mahkumiyet kararları hakkında had, hudut ve hukuk gözetmeden eylem
birliği içinde olan eleştirilerini açıkça beyan eden bu figüranlara,
muhatabımız olmasalar da elbette verilecek cevaplarımız var…
S-400’leri aldık çokta iyi yaptık, en tabi savunma hakkımızı
kullanmak için!

Sınır ötesi operasyonlarda yaptık, sınır ötesinin iç güvenliğe olan
olumsuz etki ve katkılarını bertaraf etmek için…
Libya ile siz bilmezsiniz “ETKİ ANTLAŞMASI” da yaptık, geleceğin
müreffeh büyük Türkiyesi için…

Güzel ülkemizi ve milletimizi topyekün bir iç savaşa sokmak
isteyenleri yargılayan ve hakkettikleri cezayı veren bağımsız Türk
yargısını mı desteklemeyecektik.
Tabi ki hayır!
Lider Devlet BAHÇELİ Beyefendi tarafından ortaya konan yerli ve
milli düşünce hedefimiz ışığında, emperyalistlerin yerel işbirlikçilerine
parçadan bütüne gidersek verilecek tek bir cevabımız var. Tırnak
içerisinde söylüyorum.

“Cirminiz küçük!” , “Cürmünüz büyük!”
Ateş olsanız cirminiz kadar yer yakarsınız! Efendiler!