Köşe Yazarları

DEVLETLEŞMİŞ KÖTÜLÜK

İnsan oğlunun yaşadığı çağın adını  o dönemin hakim güçleri belirliyor olsa da , bence son yüz yılın adı kurumsallaşmış kötülük ve hoşgörüsüzlük asrıdır. Hangisini sayalım, son yüz yılda neler görmedik..

DEVLETLEŞMİŞ KÖTÜLÜK

İnsan oğlunun yaşadığı çağın adını  o dönemin hakim güçleri belirliyor olsa da , bence son yüz yılın adı kurumsallaşmış kötülük ve hoşgörüsüzlük asrıdır.

Hangisini sayalım, son yüz yılda neler görmedik ki. Kendilerini üstün ırk  sananlar kendilerinden olmayan milyonlarca sivili gaz odalarını gönderdi. Sanat ve medeniyetin merkezi olduklarını iddia edenler Cezayirde insanlıktan nasılda çıkıverdiler.

Bosna’da, Avrupa’nın ortasında yaşanan insanlık dramı, Orda doğunun hiç dinmeyen gözyaşı, Filistin, Uygur Türklerinin var olma mücadelesi, inanın o kadar çok uzar ki.

İslamofobi ve kafatasçı ırkçılık bireyin ve sınırları belli  yığınların elinden çıkarak devletleştiler. Artık kurumsallaşmış, uzun vadeli plan ve stratejileri  olan  kötülük ve hoşgörüsüzlüğün hedefiyiz hepimiz. Bizi biz yapan, bizi millet yapan değerlerimizle ayrışmadan ya mücadele edeceğiz yada farkında bile olmadan, onların süslü argümanlarını dilimize dolayıp o karanlık tarafa geçeceğiz.

Aslında mücadele hiç de zor değil. Hamurumuz bin yıldır bu kötülüğe karşı savaşarak yoğruldu. Gururla ifade edebiliriz ki tarihimizin hiçbir döneminde ,hiçbir Türk Devleti böylesi kötülüklerin bünyesinde sistemleşmesine müsaade etmedi.

Göktürk , Selçuklu, Osmanlı, nice Türk Devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti, mayamız hiç değişmedi. Bize emanetse bizden olmayanı hiç ötekileştirmedik, sadece kılıç ve kalkan değil, inançlı bir milletin engin hoşgörüsüydü Fatih Sultan Mehmet Han ile  bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan İstanbul da.

Birileri değiştiğimizi, değişmemiz gerektiğini dayatıyorsa bilmeli ki bu milletin mayası değişmez.

İhtiyacımız olan huzur üzere bir farkındalık içine girebilmemiz, bugünden geçmişe bakıp asil ve şanlı tarihimizi tekrar okuyabilmemizdir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi; düşmana merhamet ve hoşgörü  acizlik ve zaaftır, bu insaniyet göstermek değil, insanlık özelliğinin yok oluşunun ilanıdır.

Değerlerimizi ve birliğimizi  kemirmeye çalışan  sürüngenlere karşı hep uyanık olarak birimizin hepimiz için hepimizin de Türkiye Cumhuriyeti için  vazgeçilmez olduğunu unutmadan hoşgörü  ve tahammül duygularımızı farklılıklarımızın önüne koymak zorundayız.

Dünyanın bizden öğrendiğini bizim özleme lüksümüz yok. Unutmayalım hoşgörünün ve adaletin  mayası bu asil milletin mayasıdır. Bu maya ekşimez, Türk Milleti ile doğdu Türk Milleti ile yaşayacak.

 

 

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL