Köşe Yazarları

UHDE

Görev! Bir şeyin iş görme yetisi ile insanda doğal olarak bulunan, herhangi bir şeyi yapabilme kuvvet ve yatkınlığına verilen isim…   Ne ağır bir sözcüktür, insana, hayvana ve maddeye sorumluluk..

UHDE

Görev!

Bir şeyin iş görme yetisi ile insanda doğal olarak bulunan, herhangi bir şeyi yapabilme kuvvet ve yatkınlığına verilen isim…

 

Ne ağır bir sözcüktür, insana, hayvana ve maddeye sorumluluk yükleyen…

 

Sonuçları itibari ile insana ve çevreye zararları ve faydaları olsa da…

 

“Görev kutsaldır!”

 

“Görev yerine getirilmesi gerekendir!”

 

“Görev sonuçlandığında haz verendir!”

 

Konu geniş; annenin, babanın çocuklarına, öğretmenin öğrencisine, işverenin çalışanına, ustanın kalfaya, kalfanın çırağa, verdiği görevler,  diye uzayıp gidiyor…

 

Her biri üzerinde uzun uzun konuşulacak olan alanlar…

 

Ben devletimin memurlarına verdiği, ancak bu memurlardan bazılarının yerine getirmediği görevlerden kısa bir örnekle bahsetmek istiyorum.

 

Örneğin geçenlerde yaptırmış olduğum muayene ve gerekli tetkikler neticesinde, üç ay sonrasına verilen göz ameliyatımdan, üç gün önce, son kontroller için hastanede hazır bulundum. Ancak sorumlu doktorumuzun yıllık izne ayrılmış olması sebebiyle ameliyatın gerçekleşmeyeceğini öğrenip,  kullandığım ilaçlar ve olası yan etkileri baş başa, kaldım.

 

 

Konu ile ilgili olarak hasta hakları birimine başvurum ise tam bir felaketti, hasta haklarından ziyade, çalışan haklarını savunur gibiydiler.

 

Neyse ki alo 184 sağlık bakanlığı iletişim merkezi ve Cimer var.

 

Bu kanalların kullanmak suretiyle mağduriyet ve şikâyetimi dile getirdim.

 

Olumlu sonuç alacağıma dair kanaatimde tamdır.

 

Çünkü beğenseniz de, beğenmeseniz de ülkemizde son yıllarda otokontrolü sağlayan oluşumlar ve birimler etkin olarak vatandaşın problemlerine çözüm bulmakta ve sorumluların görevlerini yapmaları yönünde, yaptırımları korkusuzca uygulamaktadırlar.

 

Şimdi gelelim işin özüne…

 

“Devlette devamlılık esastır.” İlkesi ışığında soruyorum bu sorumluluk bilincinde olmayan sorumsuz görevlilere.

 

Seçilmiş ve atanmış olan aklınıza gelen tüm görevlilerin, (başkan, bakan, vali, belediye başkanı, komutan, öğretmen, temizlik işçisi, vb.) herhangi bir sebeple işlerinin başından ayrılmaları sebebiyle, görevleri kesintiye mi uğramaktadır?

 

Hizmet bekleyenler, memur edilenlerin göreve dönüşünü mü beklemektedir?

 

Tabii ki öyle değil…

 

Düşünsenize yeni bir eve taşınıyorsunuz, evinize su ve elektrik aboneliği yaptıracaksınız, ilgili kurumlara müracaat ediyorsunuz, tarafınıza hizmetinize memur edilen sorumlu görevlinin, bir aylık yıllık izne ayrıldığı dolayısı ile bu süre içerisinde su ve elektrik kullanamayacağınız tebliğ ediliyor.

 

Sizde durumu anlayışla karşılayıp! Evinize gelip kıymetli ailenize konu ile ilgili ilave tedbirler almaları yönünde tavsiyelerde bulunuyorsunuz.

 

Çamaşır ve bulaşıklar bulursan şayet! Derelerde yıkanacak…

 

Ormandan elde edilen çıralar aydınlatmada, odunlar ısınmada ve yemek pişirmede kullanılacak…

 

Gündeme dair akşam haberleri sokağınıza gelecek olan tellaldan takip edilecek…

 

Diye uzar gider tedbirler.

 

Uzunca yıllar yapmış olduğum devlet memurluğu süresince resmi yazışmalarda sıkça kullanmış olduğumuz “Asli görevi uhdesinde kalmak suretiyle” diye başlayan sihirli bir cümle vardı.

 

Bu cümle ki bizlere asıl görevlerimiz dışında ikiz, üçüz ve daha fazlası görevleri yerine getirebilecek kabiliyette, liyakatli memurlar olduğumuzu hatırlatırdı.

 

İş yükümüz artacak olmasına rağmen, hiç itiraz etmezdik, verilen görevleri belirlenen süre içerisinde yerine getirip toplumun ve çevrenin muhtemel olumsuzluklardan etkilenmemesine gayret ederdik.

 

Bu arada da görevini geçici süre ile devraldığımız personel ’de işini rahatlıkla, huzur içinde hallederdi.

 

Sayıları az da olsa vatandaşlarımıza benzer mağduriyetleri yaşatanların asli görevini yerine getirmeyip iki satırlık yazı içine “Asli görevi uhdesinde kalmak suretiyle…”  cümlesini koymaktan aciz,  yeni personel görevlendirmesi yapamayan, planlama fakiri ve program cahili yöneticiler olduğunu düşünüyorum…

 

Lütfen efendiler; atanmak ve seçilmek suretiyle bulunuyor olduğunuz yönetici koltuklarının hakkını veriniz…

 

Veriniz ki vatandaşta, personelde işlerini kolay eylesin.

 

Bilmem, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız var; çalışkan olmak.” cümlesi sizlerde neyi çağrıştırıyor?

 

Durumdan vazife çıkarabiliyor musunuz?

 

Hiç sanmıyorum!

 

Aman efendim sizler hiç ama hiç rahatınızı bozmayınız…

 

Sizlerden çalışkan olmanızı beklemiyoruz, uhdenizin farkında olun, yeter bize.

 

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR (2)

  1. Kemal diyorki:

    Yine ufuk açıcı bir yazı, Elinize emeğinize ve kaleminize sağlık.
    Siz de Kalın sağlıcakla.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL