Köşe Yazarları

Sayın Valimiz Yavuz Selim KÖŞGER Beyefendi’ye Açık Mektup

Güzel İzmir’imizin Kıymetli Valisi Sayın Yavuz Selim KÖŞGER Beyefendi…   Güzel olduğu kadar birçok derdi ve sorunu da üzerinde taşıyan İzmir’in bizler için en kıymetli makamını deruhte ediyor, bizimle birlikte..

Sayın Valimiz Yavuz Selim KÖŞGER Beyefendi’ye Açık Mektup

Güzel İzmir’imizin Kıymetli Valisi Sayın Yavuz Selim KÖŞGER Beyefendi…

 

Güzel olduğu kadar birçok derdi ve sorunu da üzerinde taşıyan İzmir’in bizler için en kıymetli makamını deruhte ediyor, bizimle birlikte bu sorunları omuzluyor ve değerli hizmetlerinizle bizleri ihya ediyorsunuz. Evvela yaptıklarınız için çok teşekkürler ediyoruz.

 

Fakat bir derdimiz var ki Sayın Valim, ne anlatmakla çözülüyor, ne de sorunu çözmesi gereken yerel yöneticiler bu derde bir çare buluyor.

 

O dert ise gün geçtikçe büyüyor, derinleşiyor ve şehir hayatımızı alt üst ediyor.

 

Çileyi de İzmirliler; İzmir’in işçisi, İzmir’in memuru, İzmir’in öğrencisi, İzmir’in üniversitelisi, İzmir’in esnafı, İzmir’in tüccarı, İzmir’in sanayicisi, şoför esnafı, hastası yolcusu ve kısacası bütün İzmir çekiyor.

 

Trafik sorunumuzdan bahsediyorum sayın Valim, Trafik sorunumuz İzmir’in belini büküyor; damarlarını tıkıyor!

 

Şehrimizin kokusu, derelerinin mikrop yuvası olması, sonra o derelerin denizimize karışması, yolların bozukluğu, toplu taşımanın aksaklığı ve çöp derdi başka mevzu ama illa bu trafik illa bu trafik!

 

Malum-u Aliminiz olduğu üzere İzmir, kuzeyden güneye Gaziemir-Karabağlar-Yeşildere-Altınyol-Anadolu Caddesi ve Çanakkale Yolu bütünlüğü ile tek bir yola muhtaçtır.

 

Bunu coğrafi şartların bir mecburiyeti olarak dayatsalar da aslında şehri çok uzun yıllardır yöneten yerel yönetimlerin sebep olduğu bir mecburiyettir bu…

 

Çünkü İzmir’in büyüdüğünü, geliştiğini ve nüfusunun artığını görememişler, görmezden gelmişler ve İzmir’in geleceğini planlayacaklarına heykel sanatıyla iştigal etmişlerdir.

 

Görmedikleri İzmir o kadar büyümüştür ki, daha sonra hizmete açılan çevre yolu bile bu derde çare olamamıştır.

 

Şu anda Sayın Valim, bırakın İzmir merkezinde bir ilçeden bir başka ilçeye gitmeyi, semtler arasında gitmek bile neredeyse bir saate ulaşmıştır. Tabii ki gittiğiniz yerde araç parkını bulmanız da büyük bir sorundur.

 

Maalesef mevcut yol hatları İzmir’i taşıyamıyor Efendim!

 

Yerel yönetimin toplu taşım politikaları da gerçeklerden son derece uzak, yaptığı yatırımlar gereksiz ve insanımıza hizmetten son derece uzaktır. Hemşehrilerimizin seyahatini kolaylaştırma yerine zorlaştıran, koşuşturma ve karmaşadan öteye gitmeyen bu toplu taşıma politikası da faydasızdır.

 

Sayın Valim,

 

Her gün on binlerce araç yüzbinlerce hemşehrimiz yetersiz yollarımızda ve sıkışan trafikte büyük çile çekmektedirler. İsraf edilen akaryakıt, kaybedilen vakit ve gerçekleştirilmeyen işler önce Ülke ekonomisine, sonra İzmir ekonomisine ve dolayısıyla da insanımızın ekonomisine büyük zarar vermektedir.

 

Yukarıda bahsettiğim, “Gaziemir-Karabağlar-Yeşildere-Altınyol-Anadolu Caddesi ve Çanakkale Yol” hattı artık İzmir’in aynı saatlerdeki (08.00-18.00) işleyişini kaldıramamaktadır. Yerel yönetimin çare olarak düşünüp yaptığı da ancak ve ancak Soğukkuyu- Melez arasındaki yoldan şerit çalmaktan öteye geçememiştir.

 

Oysa aynı çare bundan 20 yıl önce de denenmiştir. Sonuç alınamamıştır.

 

İzmir çok zor durumda sayın Valim, işçisinden esnafına, öğrencisinden memuruna; üniversitelisinden tüccarına kadar; hastasından yolcusuna kadar; taksici, minibüsçü, nakliyeci, servisçi hepsi trafik sorunu sebebiyle çok zor durumdadır…

 

İnsanlarımız işine yetişemiyor, gittiği yerden geri gelemiyor ve yollarda binlerce liralık yakıt boşa harcanıyor Efendim. Otuz dakikada alınabilecek yollar artık bir buçuk saate çıktı. Kaybedilen enerjiye ve milli servete yürek dayanmıyor Sayın Valim.

 

Aynı saatlerde trafikte işine, okuluna, dairesine, dükkanına, yazıhanesine, fabrikasına, üniversitesine ve tedavisine giden insanları bu yollar taşımıyor! Bu yollar yetmiyor. İnsanımız gerekli hizmeti alamıyor ve en kötüsü de ülke ekonomisi kaybediyor!

 

Yerel yönetimler bunu göremedi, çare olamadı ama Siz çare olabilirsiniz sayın Valim… Siz çare olabilir ve bütün Türkiye’ye de örnek olarak yol göstermiş olabilirsiniz!

 

İzmir’de yapacağınız bir “çalışma saatleri düzenlemesi kararı” ile trafiği de İzmirlilerin yaşantısını da rahatlatabilir, hepsinin hayır duasını alabilir ülke ekonomimize de büyük katkı sağlayabilirsiniz…

 

Salgın önlemleri çerçevesinde bunu yaptınız, yine yapabilirsiniz. Herkesin aynı saatlerde aynı yollarda olmasını engellerseniz; Resmî kurumların çalışma saatleri ile özel sektörün çalışma saatlerini birbirinden bir saat ayırırsanız İzmir size şükran duyar. İzmir sizin adınızı altın harflerle yazar Sayın Valim.

 

Sonuç olarak Sayın Valim,

 

Yeni yol yapılsın dersek beş yılımızı alır, alt geçit üst geçit yapılması ise üç yılımızı alır. İzmir bu süre zarfında boğulur Sayın Valim…

 

Gelin bu işi Siz çözün… Çare Sizde, çare devletimizde… Devletimizin gücüyle, sizin feraset, yetki ve faziletinizle Siz çözün…

 

İzmir’de herkesin 08.00-18.00 saatleri arasında çalışmak için yollara dökülmesini ve yollarda savaş vermesini engelleyin. Boşa yakılan akaryakıtı, insanımızın çalınan vaktini, sinirlerin gerilmesini Siz engelleyin Sayın Valim…

 

Mesela özel sektörü serbest bırakıp devlet dairelerini ve okulların çalışma saatlerini 09.00 ile 16.00’a arasına alabilirsiniz… Bu çözümün en kolay ve etkili adımı olacaktır.

 

Çünkü bunu yaparsanız Efendim resmi rakamlara göre İzmir’de 700 Bin İlk öğretim ve Lise öğrencisi, 150 Bin Üniversite Öğrencisi, 150 Bin Devlet Memuru ve bir bu kadar da yardımcı personel o saatlerde trafikte olmayacak, özel araçlarıyla yollarda yer almayacak ve toplu taşım araçlarını doldurmayacaklardır.

 

Bunu İzmir’e yaparsanız eğer, özel sektör, fabrika işçileri, hizmet sektörü çalışanları, esnaflar, tüccarlar, sanayiciler ve özel işi için yola çıkanlar çok rahat seyahat edecekler ve İzmir nefes alacaktır. Bizim bu nefese ihtiyacımız var Sayın Valim, İzmir’in buna ihtiyacı var.

 

Gelin Sayın Valim, İzmir’in sorunlarının, öyle “ceketimizi asarız seçiliriz” anlayışıyla çözülemeyeceğini, gerçekten halkçı politikalarla çözüleceğini gelin Siz bize gösterin Sayın Valim…

 

Sadece Eylül ve Haziran ayları için geçici olarak da olsa bunu yapsanız İzmir’de çok şey değişir Sayın Valim çok şey. İklim değişir, İzmir hep bahar olur Efendim.

 

Arz ederim.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL