Genel İzmir Yerel Siyaset

CHP’li Bakan’dan AK Partili Dağ’ın ‘Büyükşehir eleştirileri’ne yanıt: İnsanda biraz utanma olur!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin Ankara’da beleyen makul bir projelerinin bulunmadığını söylemesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarına dönük eleştirilerde bulunması..

CHP’li Bakan’dan AK Partili Dağ’ın ‘Büyükşehir eleştirileri’ne yanıt: İnsanda biraz utanma olur!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin Ankara’da beleyen makul bir projelerinin bulunmadığını söylemesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarına dönük eleştirilerde bulunması hakkında konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “İnsanda biraz utanma sıkılma olur, İzmir Büyükşehir yatırım yapmıyor derken… Çiğli tramvayı yapılmış, ihalesi bitmiş. Tebrik eder insan önce. İzmir Büyükşehir belediyesi bu koşullarda en iyi çalışan belediye; kamucu ve halkçı bir belediye olarak en büyük belediye” dedi.

 Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan, SonSözTV’ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Bakan, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 

TÜRKİYE’Yİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR
“Cumhuriyetin kurulduğu günden bu güne bütçe açığı hiç bu kadar olmadı. Şu an Merkez Bankası eksi 55 milyar dolarda. Türkiye’yi zor günler bekliyor, biz böyle olsun arzu etmiyoruz. Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesini istiyoruz ancak bu iktidarın öncelikleri farklı. Devletin olağanüstü koşullara hazırlıklı olması lazım. Maalesef iktidar ekonomi alanında sınıfta kaldı. Dövizde şu an bir düşme var ama bu tabii sürdürülebilir bir şey değil, çünkü elinizde rezerv yok. En ufak bir riskte aynı şeyi yeniden yaşayabiliriz. Esnaf işimiz azaldı, demiyor; ‘bittik, tükendik” diyor. Özellikle küçük esnaf kirasını ödeyemiyor. Sivil toplum örgütleri de öyle. Lokaller, kahvehaneler, restoranlar kapalı. Paket servis yaparak ayakta kalabilmek mümkün değil. Destek ve teşvike ihtiyaç var. İşsizlik Cumhuriyet tarihinin en yüksek boyutlarında.”

SIRAM GELDİĞİNDE BEN DE AŞI OLACAĞIM
“Aşı konusu hassas bir konu. Ben bilim adamı, hekim değilim. Genel başkanımız sırayı bekleyeceğim dedi. Bize sıra geldiğinde hangi aşı varsa, gideceğiz aşımızı olacağız. Herkese de bununla ilgili spekülasyondan kaçınmasını tavsiye ederim. Daha iyisi olabilir miydi, olabilirdi, olmadı. Sıramız geldiğinde aşımı olacağım. Aşı sayısı kısıtlı, 80 milyon kişinin yaşadığı ülkede 160 milyon doz olması gerekiyor. Her hâlükârda toplumun belki önemli kesim aşılanabilir ama yeterince aşı olmadığı gözleniyor. Halkın büyük kısmını aşılamazsanız sonuç elde etmeniz mümkün değil. Umuyoruz ki aşıya ulaşsın iktidar ve tüm halkımız aşılansın.”

ANKETLER, PARLAMENTER SİSTEM DİYOR
“Ben en son Avrasya’nın anketini gördüm. KONDA’nın anketinde yüzde 50’nin üzerinde parlamenter sisteme dönüş isteği vardı. Avrasya’da daha yüksek bu oran. Kararsızlar eşit oranlara dağıtıldığında bu sonuç çıkıyor ortaya. Şu andaki koşulda iktidar, iktidarını korumayı düşündüğünü için sanmıyorum erken seçim olacağın. Bugünkü koşullarda erken seçime gidilmesi lazım. Güven devleti kurulmalı. Türkiye’de bir istikrar oluşturulmalı. Dünyada şu an ciddi bir para var. Avrupa’daki bankalar eksi faiz veriyorlar. Bir milyon liranıza 5 lira vermiyor, sizden paranızı koruduğu için para istiyor. Şu anki koşullarda Türkiye o açıdan çok karlı ama dünya bize güvenmiyor. Parasına el konulacağını, adalet yönünden sıkıntı yaşanacağını düşünüyor. Türkiye’de eğer iktidar değişikliği olursa, çok kısa sürede bu tablo değişir. Niye gencecik beyinler üniversiteyi bitirdikten sonra çareyi yurtdışında arıyorlar? Bunu düşünmek lazım. Benim okuduğum anketlere göre Cumhur ittifakı oylarını koruyamıyor. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz, herkesin ortak kanaati parlamenter sistem. Muhalefetin ortak anlaştığı konu, mevcut sistemle bir ailenin kontrolünde bir sistem yerine, bir parlamenter demokrasiyle Türkiye’nin tarihsel kuruluş sistemine uygun bir sistem olması.”

YÜZ YÜZE SINAVI MECLİS GÜNDEMİNE GETİREN TEK VEKİL BENİM
“Karayolları çalışanları aynı işi yaptıkları halde, farklı ücret alıyormuş. Bu konuyu detaylı bilmek istiyorum. Bana ulaşan hiçbir sorunu ben gündeme getirmemezlik etmedim. Mesela yüz yüze sınavı meclis gündemine getiren tek kişi benim. Milyonlarca çocuğun derslere erişimi yok. Pandemi dolayısıyla evde tutulan çocukların yüz yüze eğitimini biz gündeme getirdik. Sivil memurların sorunlarını da en çok biz gündeme getiriyoruz. Bize kim ulaşırsa biz destekçisi oluruz. Dün Tele1’de Engin Altay’ın yaptığı açıklamada uzman jandarmaların statü problemini ve okulların hizmetten sayılması konusunu gündeme getirdi. Mücadelelerinde yanlarındayım uzman jandarmaların…  Çakırbeyli muhtarı aradı beni, Çakırbeyli’de  muhtarlık binasının yanında bir emlakçı dükkanı var belediyeye ait. Oraya bir sağlık ocağı yapmayı düşünüyor belediye. Yarın gidip sorunun ortak çözülmesi için görüşme yapacağım. Çakırbeyliler beni iyi tanır, muhtarımız AK Partili bir arkadaşımız ama bu işler siyaset üstü işler. Oraya Torbalı Belediyesi’nin götürmek istediği bir hizmet var ben yarın gidip belediyeyle bu işi konuşacağım.”

O ARKADAŞIN MEKTUBUNU, SAĞLIKLI BULMUYORUM
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin mektubunu değerlendiren Murat Bakan, şunları söyledi: “Bir defa o mektubu arkadaşlarımız kamuoyuna açıklamadan önce genel başkanımıza verdiler. Ben parti içi konuşmaların parti içinde kalmasını dilerim. Biz partiyi gözümüzden sakınırız. Ben partimle ilgili bir polemiğe girmem. Bunu ilçe kongresinde il kongresinde konuşursunuz, genel başkana iletirsiniz. Bu işlerin nasıl olacağı bellidir. Kamuoyuna açık değerlendirmeleri ben kendi ahlakıma uygun bulmuyorum. O arkadaşların takdiridir, ben sağlıklı bulmuyorum.”

MENEMEN OLAYI, BAŞINDAN SONUNA ADAR BİR HUKUK FACİASIDIR
“Menemen konusunda asıl değerlendirilmesi gereken bir siyasi etik mevzusu var. Hep millet iradesi diye konuşanlar millet iradesini gasp ettiler. Biz bunu geçmişte de yaşadık. Ahmet Piriştina vefat ettiğinde millet iradesine saygı gösterilmişti ve Aziz Kocaoğlu aday olmuştu. Yıl 2004. Yargı araçsallaştırılarak öyle bir hukuk faciası yaşandı ki kendi getirdikleri kavanoz ve topla… Bizim Bedri Sertel orada, hatta AK Partili arkadaşlar ‘futbol  turnuvalarındaki kuralar da cam fanusta yapılıyor’ demişler. Bir defa seçim iptal edilemez. İki ;itiraz etmediğin bir karara dava açabilir misin? Senin dava açma ehliyetin yok. Hadi davayı açtın, sen seçim iptali diyorsun, kuranın iptali kararı geliyor. Kurayı iptal etmek esasa ilişkin bir şeydir, yürütmeyi durdurma kararı verilemez burada. Sağlık bakanlığına açtığınız davayı memur kazandı, bakanlık yerine getirmedi, vali yazı yazabilir mi, yazamaz. Seçimi o yapar, yürütmenin durdurulması kararı yerine getirilmiş, orada artık yetki belediye meclisi ve başkan vekilidir. Bir bypass yapıyorsun. Orada Vali yardımcısını gönderiyorsun. Şu kadarcık bir etik duyguları olsaydı, aday göstermezlerdi. Millet ittifakı içinden bir takım görüşmelerle oy aldılar. Hukuki olmayan bir yargı kararı da aldılar. Başından sonuna bir hukuk faciası. Burada sürecin yönetilmesinde bizde bir eksiklik yok mudur? Biz de kendi içimizde aramamızı yapacağız. Her türlü yanlış yapılarak millet iradesinin gasp edilirken biz kendimizde kavgaya tutuşmayız. Orada eksiği arayacağız. Özeleştiri tabii ki yapacağız. Orada bir teknik hata olmuş. Nasrettin hocanın fıkrası var ya, hırsızın hiç mi suçu yok diye, onu konuşmayıp cam fanusu konuşmak doğru değil. Eğer yargıyı siyasallaştırılma olmasaydı bu duruma gelinmezdi.”

BİR DE AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARI İNCELENSE…
Murat Bakan’ın, CHP’li belediyelere yönelik baskı iddialarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“İktidarın bir saldırısı var, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere. Mansur Yavaş’ın işi bütçeye konulmuyor, Meclisten geçmiyor. Taksilerle ilgili bir tasarrufu olacaktı Ekrem İmamoğlu’nun, belediye meclisinden geçmiyor. İş yaptırmamak üzerine bir şey var. Bir de Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarını marjinalize etmek, kriminalize etmek, terörle ilişkilendirmeye çalışmak gibi bir zoraki çaba var. Burak Oğuz’un ben masum olduğuna inanmak istiyorum, yargı kararı kesinleşinceye kadar bana göre masum. AK partili belediye başkanları incelensin Burak Oğuz gibi, inanın hepsi yargılanır. Ben temenni ederim Burak Oğuz aklansın. Ona uygulanan kriterler AK Partili belediyelere uygulansa bir tane AK Partili belediye kalmaz, hepsi iç içeydi çünkü…”

DAĞ’A YANIT: ÖNCE ÇANDARLI LİMANI’NIN HESABINI VERİN
AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın, “İzmir’in Ankara’ya hangi projeyi getiriyorsa, onaylıyoruz. Belediyelerin elle tutulur projeleri yok” sözüyle ilgili yorumlarda bulunan Murat Bakan, şunları söyledi:

“Bu, ‘noter değiliz’ hikayesi, Ahmet Necdet Sezer döneminde söylenirdi. Yanlış olan belediye projeleri size neden gitsin? Sen bir vesayet makamı mısın? Sen kayyum gibi belediyenin her yaptığı işlemi denetleyen, elini kolunu bağlayan biri olmamalısın. Noter değiliz, bana geleceksiniz çözüm için, demek istiyorlar. Niye böyle olsun ki? Yerel yönetimlerin güçlenip proje üretmesi gerekiyor. Niye her projemiz bakanlıkta bekliyor?. Yani sen bir Halkapınar-Otogar arası metro yapmayı vaat etmişsin. 3 milyar bedel belirlemişsin ama bu yıl 3 bin lira ayırmışsın. Aradan 7 yıl geçmiş. Hükümetin bulamadığı bir krediyi İzmir Büyükşehir Belediyesi, çok uygun kredi bulmuş. Çiğli tramvayının yer göstermesi bile yapılmış. Sen 7 yıldır  vaat ettiğin bir işi yapmamışsın. Sen şu Halkapınar-Otogar arasına bir temel at bakalım. Çandarlı Limanı ne oldu? Çökmeler başlamış. Durdu oradaki çalışmalar. Halkın cebinden çıkan para ne oldu? Bunun bir hesabını verin. İlginç laflar ediyor. Belli kesim dediği kim? Elektrik Fabrikası, halkın malı değil mi? Özelleştirme kapsamında kamu şirket alamaz diye iptal ettiler. Burası bir AVM mi olsun, yoksa müze mi olsun? Müze yapacaklardı, yapsınlar. Halkın kullanımına sunsunlar. Kent merkezinde tarihi bir Elektrik Fabrikası var, herkesin kullanacağı bir yer. Yapması gereken şey, belediyeye tahsis etmesi… Orada bir rant projesi olacak ki, siz belediyeye satmıyorsunuz, belediyeye tahsis etmiyorsunuz. Verin bize diyoruz vermiyorlar, satın diyoruz satmıyorlar. Kentin merkezine yapılacak proje, tüm halkı ilgilendirir; belli bir kesimi değil.”

YALAN ÜZERİNE BİR SİYASET KURGULANIYOR
“Tunç Soyer üzerine yapılan bir kara propaganda var. Belediye başkan aday adayı olduğunda başladı. Babasını kendisini konuştular. Aday oldu, sahte gazete çıkarttılar, biz ortaya çıkarttık. Yüz binlerce gazete çıkarıp köy kahvelerine, vatandaşın evine kadar dağıttılar. Nihat Zeybekci’nin afişlerinin basıldığı matbaada gazete basıldı, içi yalan dolu bir gazeteydi. Türkiye ve İzmir siyasetinde kara bir lekedir bu ama o iş bitmedi devam etti. Başkan olduktan sonra da benzer işleri yaptılar. Bunun son örneği Tunç Soyer, başkan olmadan önce Agememnon yüzer iskele varmış. Bana göre tepki görecek bir şey yok. Agamemnon tarihi bir yerin adı. Mitolojik bir hikaye bu.. Yunan kralının getirdiler buraya adını koydular, demek doğru değil. Yalan üzerine bir siyaset kurgulanıyor. Yalan kampanya ürettiler ve zaten ‘yalanınız batsın’ diye de tt oldu Twitter’da. Köy Koop’un araçları var dediler, Köy Koop’un logosunu, üyesi olan araçlar da kullanıyor. O araçlar üzerinden yalan ürettiler. Bilgilenmeden eksik bilgiyle Tunç Soyer’e yönelik bir kampanya yürütülüyor. İşin gerçeği nedir? Tunç Soyer, iki büyük felaketle karşılaştı, başkan olduktan sonra… Birisi pandemi, Hollywood filmlerinde izlesek inanmazdık. Bunu yönetti ve toplumsal dayanışmayla bence en iyi yöneten belediye başkanı. İkincisi deprem süreci yaşandı. Elâzığ’a verilen, İzmir’e verilmedi. İzmir Büyükşehir belediyesi kendi imkanlarıyla yönetti süreci. Bayraklı’ya 1 milyon lira para göndermiş Çevre ve Şehircilik Bakanlığı depremle ilgili. Sen Elazığ’a ne gönderdin, Bayraklı’ya ne gönderdin? Bu ekonomik koşullarda belediyenin geliri emlak, tabela, su, ulaşım vergileridir ve iller bankasından aldığı vergi gelirlerinden aldığı paydır. Şimdi sen ülkenin ekonomisini tüketmişsin, inşaat üzerine bir ekonomi yaratmışsın vergiler düşmüş. Bacası tüten fabrika yapmamışsın, ihracat yok, gelir yok. Ee gelirlerden aldığın pay düşüyor. Pandemi dolayısıyla toplu ulaşım azalmış. Toplu ulaşım zaten İzmir’de tüm belediyelere baktığınızda ucuz bir ulaşım var. Bu koşullarda hizmet yapmışsın ve Buca metrosuna kaynak yaratıyorsun. Türkiye’nin belki bu yılın en büyük ihalesini yapılcak. İnsanda biraz utanma sıkılma olur, İzmir Büyükşehir yatırım yapmıyor derken… Çiğli tramvayı yapılmış, ihalesi bitmiş. Tebrik eder insan önce. İzmir Büyükşehir belediyesi bu koşullarda en iyi çalışan belediye; kamucu ve halkçı bir belediye olarak en büyük belediye. Bunu tespit etmek lazım. İlçelerin kendi olanaklarıyla yapamayacağı yatırımı İZSU yapıyor. Kaldı ki bunu AK Partili siyasetçilerin, yancı partinin görmesi lazım.”

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDE TERÖRİST ARIYORLAR, YOK KARDEŞİM BULAMAZSIN
“Bu operasyonların hiçbirine inanmıyorum. Tiyatrocu çocuklar gözaltına alınmış. Düşüncesini fikrini açıklamış. Bunların hepsi algı operasyonu. Hepimize karşı yapılan bir şey. Büyükşehir belediyesinde terörist arıyorlar. Yok kardeşim bulamazsın. Bu bir siyasal eleştiridir. Eğer siz 13 yıl söylemediğinizi bırakmazsanız, milli ve yerli olmadığını söylediğiniz kişiyi, 13 yıl sonra milli ve yerli ilan ederseniz, olmaz. Niye şimdi çıkıp konuşma yapmıyor Milliyetçi Hareket Partisi? Çıksınlar problemleri çözelim hemen. İktidarın parçası haline geldiler. Senin eğer iktidarda bir tane bakanın yoksa, yandan destek veriyorsundur ve bizim yancı demeye hakkımız var. Ben yancı parti, küçük ortak dediğimde bozulmaya hakkın yok. Su üzerinden eleştiri yapan arkadaş, bütçede neden konuşmamış? Türkiye’nin 200 tane gölü kurudu, niye konuşmadı? Samimiyse çıksın konuşsun. Muhalefete muhalefet olmaz. MHP, bizi muhalefete muhalefet etme durumuna sokuyor. Sen iktidar değilsin ki, muhalefetsin.”

İNCİRALTI, TARIM VE YEŞİL ALANLAR AYRILACAK PLANLANMALI
“İnciraltı, Büyükşehir ve Çevre bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan bir konu. Şu an süreç bakanlıkta. 1/100.000 ölçekli plan yetkisi bakanlıkta. Orada çevre hassasiyeti gözetilerek, vatandaşın mağduriyeti giderilecek şekilde çalışılma yapılmalı. İlkokuldan itibaren Balçova’da büyüdüm. Orada bir mağduriyet var. İnsanlar vergilerini ödeyemez durumda. Sermayedarların bölgede mal sahibi olması doğru değil. Elde ettiği ürünle geçimini sağlayamıyor insanlar. Ekim dikim yapılamıyor şu anda. Tarım yapılacak ve yeşil alanlar ayrılarak bu bölge planlanmalı. Büyükşehir ve Balçova belediyesiyle koordineli olması lazım. “

kaynak : egedesonsöz

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL